15 Mayıs 1921
Saat 6.30
Bu üç köy ateşler içinde idi. Bilhassa Karacaaliden yükselen alevler akşam karanlığında insanın içine korku veriyordu.
Bu üç köye evvela ödeyemeyecekleri kadar fazla bir para cezası verilmiş. Ödeyemeyince erkekler Karaalinin mezarlığına toplattırılmış, saat, para, yüzük gibi neleri varsa alınmıi, kadınlar da aynı soyguna tabi tutulduktan sonra etrafları iki yüz Yunan askeri tarafından çevrilmiş ve kocalarının gözleri önünde ırzlarına geçildikten sonra kurşuna dizilmişler, sonra da erkeklere aynı canavarlık tatbik edilmiştir.
KESİLEN BAŞLARIN MEYDANA GETİRDİĞİ TEPECİK
Bu köylerde yapılan tetkikler sona erince bitaraf heyet tekrar zırhlıya dönmüş ve 16 Mayıs 1921 de sahil boyunca yavaş yavaş seyrederek yer değiştirmişti. Gemide bulunan İtalyan mümessili dürbünle sahili tarıyor, vadilerde, yamaçlarda, dere aralarında yanan köyleri gözetliyordu. En yakın köyde tetkikler yapmak için komisyon üyeleri sahile çıktılar. O sırada alevle dolu sokaklar içinden bir insan fırladı. Bu bir çobandı. Heyet bu adamı çağırarak kendisinden malumat istedi. Dehşetinden gözleri dışarıya fırlamış, yüzü sapsarı olmuş, genç adam ilk iş olarak sağ tarafta bir şeyi işaret etti. Dönünce insan başlarından vücude gelmiş bir küçük tepecik görüldü. Biraz ilerleyince öldürülmemiş altı aylık bir çocuk bulundu. Bu, korku ve heyecanla titreyen çobanın anlattığına göre, Yunanlılar evlere silah aramak bahanesiyle girmişler, yükte hafif pahada ağır ne varsa toplamışlardı. Sonra erkekleri dışarıya çağırmış, hemen kapılarının önünde birer kurşunla öldürmüşlerdi. Sonra genç kızları kendilerine ayırmışlar, yaşlı kadın ve çocuklarıda makineli tüfek ateşinden geçirmişlerdi. Bilahare bu genç kızların başlarına gelenler herkesin anlayacağı gibidir. Onlarıda köyün yanına sürükleyip teker teker koyun keser gibi kesmişlerdi. Sonra cesetlerden koparılan başlar köy yolunun hemen yanına yığılmıştı.
0 yorum:
Yorum Gönder